4 Temmuz 2017 Salı

Mümin Sekman - Başarı Bilgesi

         
   Kahramanın Kaderi Arenada Yazılır !

Ülkemizde yaşayan en popüler üç büyük filozofu sayabilir misiniz? Mümin Sekman kitabına bu basit soruyla başlamış? Bu soruya verebilecek bir cevabınız var mı? Üç kriterimiz var, "filozof", "yaşayan" ve "popüler!" Sayabildiniz mi? Yaşan popüler üç popçu sorulsa hemen yanıtlayabilirdik değil mi? ama bu soruya maalesef ki vereceğimiz bir cevabımız yok!
Peki o zaman Mümin Sekman'ın kitabında düşünmek üzerine yazdıklarından bahsedelim biraz.
Düşünmeden yaşamakla ilgili en dramatik sonuç şudur:
     Düşünmemenin bedelini görmek için de, çok iyi düşünebilmek gerekiyor!
     Işığı görmek için de ışığa ihtiyaç duymamız gibi, mantıksız düşüncelerimizi görmek için de sağlam bir mantığa ihtiyacımız var!
     Yedek beynimiz olmadığından, saçmalığı üreten beynimizi kullanarak saçma fikirlerimizi ayıklamak zorundayız.
     Mümin Sekman işte bu yüzden düşüncesizlik döngüsünde yaşadığımızı, sistematik olarak da aynı hataları yaptığımızı ve buna devam ettiğimizi bu şekilde açıklıyor.
      Bir başarı filozofumuz olsaydı, sadece ve  sürekli başarı üzerine düşünseydi, bize neler anlatırdı? işte bu kitap aslında bu soruya yanıt arıyor? Mümin Sekman misyonunun başarılı insan sayısını arttırmak olduğunu söyler. Mümin Sekman'ın bu misyonu doğrultusunda yazdığı kendimizi sorgulayabileceğimiz, başarılı olmak için yapmamız gerekenler de bize motivasyon olucak bir kitap bence. Hatta bizim de başarılı insan sayısını arttırmak için yapabileceklerimizi düşündüren bir kitap.
Ben bu kitabı okuduktan sonra tamam ben başarılı olmayı çok istiyorum ama diğer insanların başarısını da istemeliyim ve benim de yapabileceklerim varsa yapmalıyım diye düşündüm. Mümin Sekman"benim dünya görüşümde, başarılı insan sayısını arttırmaya çalışmak en yüce iyiliktir"der. Benim de bölümden dolayı da kendisi için söylediği şu cümleler çok hoşuma gitti. "Ben bir başarı yazılımcısıyım. Başarılı insanların kafasındaki algoritmayı çözmek, onları başarılı yapan bilgiyi öğrenmek, sonra da kitlelere sunmak için yaşıyorum."
Umarım herkes kendi beynindeki başarı algoritmalarını çözer ve kendisi başarılı olduğu gibi başkalarını da başarılı yapmak için startı verir.


2 Temmuz 2017 Pazar

Stefan Zweig - Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu

   
 

     Tanınmış roman yazarı R. , doğum gününde tuhaf bir mektup almıştır. Mektubu gönderenle ilgili hiçbir bilgi bulunmamaktadır ne bir isim ne de bir adres. Bu uzun mektubu yazan gizemli kadın çocukluğundan beri hayran olduğu erkek için duygularını ve hayatını kaleme almıştır. Mektup "Sana, beni asla tanımamış olan sana." diye bir hitapla başlar. Mektubun devamında da ara ara "sen beni asla tanımadın!" ifadeleri yer alır. Çocukluğunda karşı komşusu, genç bir kızken ise çok kısa bir süre görüşmüş olmalarına rağmen onu tanımadığından şikayetçidir. Kadın, kısa görüşmelerinde kendi hakkında hiç bilgi vermemiş adını bile gizlemiştir ve ona duygularından da hiç bahsetmemiştir. Kadın kendi iç dünyasında kurduklarıyla ve ondan nefret etmesi korkusuyla adamdan çocuğu bile gizlemiştir. Zweig, bu metninde aşkın psikolojik çözümlemesini yalnızca tek kişinin iç dünyasından yola çıkarak yapmıştır.
Zweig, okurunu insan psikolojisinde eşine pek rastlanmayan bir yolculuğa davet ediyor.Hazır mısın yolcuğa çıkmaya? Cevabın evetse hemen kitaba başlamalısın.

"Çünkü yeryüzünde hiçbir şey kuytudaki bir çocuğun fark edilmeyen sevgisiyle karşılaştırılamaz; çünkü bu sevgi, yetişkin bir kadının tutkulu ve bilinç  altında hep talep eden aşkının hiçbir zaman olamayacağı kadar umarsız, kendini karşıdakine hizmet etmeye adayan, boyun eğen, hep pusuda yatan ve tutkuyla yoğurulmuş bir sevgidir." Stefan Zweig - Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu /    sayfa 12